4 Ocak 2011 Salı

UTANMA ‘ SUÇLU İNTERNET Mİ?’



İnsanoğlu doğumundan yaşlanıncaya kadar geçen süre içerisinde ‘utanma, utanmaz’ kelimeleri ile karşı karşıya gelmiştir. Örneğin beş yaşındaki bir çocuk ailesinin yanında birde evde misafir varken, elini burnuna götürüyor ve burnu ile oynamaya başlıyor. Daha sonra çocuğu burnu ile oynadığı için, misafirler dur oğlum yapma diyor. Ardından annesi ve babası utanmaz çek şu elini burundan deyip çocuğu azarlıyorlar. İşte tam burada çocuk hem utanma duygusunu hem de utanmaz kelimesi ile tanışıyor. Daha sonra çocuk ilkokula başlar ve annesinde ayrılmak istemediği için okula gelmesini, hatta sınıfta annesinin de kalmasını ister. Annesi dayanamaz bir süre kalayım düşüncesiyle sınıfta kalır. Aradan birkaç dakika geçer ve öğretmen gelir. Onca çocuğunun arasında, anne ile oğul’u fark eder ve yanlarını gider. Öğretmen çocukla konuşmaya başlar ve baktı ki işler yolunda gitmiyor şöyle der : ‘Bak sen kocaman adam olmuşsun, hiç utanmıyor musun annenle gelmeye, bak diğer arkadaşlarına onlar öylemi gelmiş’ deyip çocuğunun psikolojisinde derin yaralar açmaya başlar ve çocuk iyice daralıp ağlar ve o sınıftan uzaklaşmak ister. Bu sayede çocuğunun ilkokul günü berbat bir şekilde geçer ve artık okula gitmek istemese de mecburen tek başına gitmek zorunda kalır. Bundan sonra ki hayatının neredeyse bütün aşmalarında ya utanır biri olur ya da utanmaz. Kişi utanma duygunsunu yenmeye çalışır ya da utanmaz olarak görülen şeylerde vazgeçemeye çaba sarf eder fakat bu çok güçtür. Baktı ki olmuyor o da kendi çizgisini çizmeye başlar. Şöyle: Günümüz de teknoloji’nin çok gelişmesi ve artık insanların yüz yüze konuşmalarına gerek kalmadığı bu günlerde, internetinin en iyi iletişim aracı görülmesi sayesinde artık utanmayacağı ve utanmazlık yapsa da hiç kimsenin onu azarlamayacağı sitelere kendini atar. Kişi artık özgür olduğunu düşünerek bütün arkadaşlık sitelerinde yer almaya başlar. Artık ona kimse kızamaz ve engelleyemez. O artık istediği kelimeleri arkadaşlık sitelerin özgürce yazar, bunlar terbiyesiz kelimeler olsa bile. İşte bu kişiye  ailesi ve çevresi tarafından kusurları yüzüne vurmasa düzgün bir dille izah edilseydi kişi interneti bulunca farklı arayışlar içerisine girmezdi. Sözün kısası internet sanki özgürlüğünün anahtarı gibi görülüyor. İçerisine girenler istedikleri gibi hareket ediyorlar ve artık utanma kelimesinin ne olduğunu bilmiyorlar. Burada internet kötü aman kimse internet kullanmasının demiyorum, çünkü böyle bir kötülük söz konusu değil sadece bazı insanların küçüklüklerindeki gördükleri sürekli uyarılmaları ve kusurlarının yüzlerine vurması ile psikolojileri bozuluyor onlarda kurtuluşu internette buluyorlar, bu yüzden de internet artık özgürlüğün simgesi olarak görülüyor. Aslında böyle bir anlayışının yanlış olduğunu düşünüyorum. İnternet kişiyi utanmazlaştırır diye bir şey yok. Kişi kendi benliğinde olan şeyleri istediği gibi paylaşa bileceği bir yer bulmuştur ve burada kendini istediği şekilde ifade eder. Yani internet kişinin ne utanmasını azaltır nede çoğaltır, kişide ki var olan şeyleri gün yüzüne çıkartır.


2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Ne yazık ki internetin ve günümüz teknolojilerinin olumlu olduğu kadar bir çok olumsuz yönü de var. insanların sanal alemde kendilerine farklı bir dünya oluşturdukları ve kendilerini 'özgür' hissettikleri yalan bir dünyada var olma çabası içinde olmaları, gerçek ile sanal arasındaki farklılığın kaosunda bocalamaları, paranoyak bir süreci de beraberinde getiriyor. ve insan kendini sorguluyor bu durumda 'Ben hangisiyim?'...

    YanıtlaSil